Fotoğrafa gönül verip de, Selahattin Kalaycı adını duymamış çok az kişi vardır herhalde. Bu alandaki uğraşı bir ömre bedel dense yeridir. Fotoğrafı çekmek kadar izlemek, üzerinde düşünmek, eleştirmek, yol göstermek konusunda da mahir bir isim Kalaycı. Paylaşım gruplarında yaptığı yorumlarla çok insana yol göstermiş, hatalardan dönülmesini sağlamış ve genç fotoğrafçılara yeni ufuklar açmıştır.
“Temel ilkeleri gözetilmeden fotoğrafta yetkin ürünler ortaya konulamayacağı” görüşünden hareketle öğrencilerini sürekli uyarır, yönlendirir ve doğruya sevk eder. Kimileri için bu tavrın sıkıcı geldiği doğrudur. Oysa sanatın ‘bilgi, birikim ve beceri’den oluşan olmazları kadar, sabır isteyen bir yönü olduğu da tartışılmaz.
Kalaycı ustanın “Bir adım daha beklenmeliydi”, “Model kadrajdan çıkmak üzere”, “Figür ışıklı alanda durdurulmuş” gibi uyarı ya da olumlamaları; “Gökyüzünde hiç doku yok”, “Modeller birbirleriyle yarışıyor” gibi sorgulamaya yönelten yorumları en basit anlamıyla ‘bir okul’ hassasiyetine işarettir.